AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
Yayın Yönetmeninden
 
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ - Temmuz 2021 
       

GÖRÜNÜR OLANDAN GÖRÜNMEYENE

                       Ertuğrul Özüaydın
 

Yazın türleri arasında sonradan sonraya kendine yer bulmuş kitap tanıtım yazılarının gün geçtikçe çoğalması dikkat çekicidir. Yayın dünyasında her yıl basılıp dağıtımı yapılan binlerce, on binlerce kitabın ilgi alanımıza girip girmediğinin ve bunların arasındaki hangilerinin gerçekten okunur olduğunu bilmemizin olanağı pek yoktur. Yeni kitaplara ilgi duyduğumuz sürece kitap tanıtım yazılarının geçerliliğini görmezden gelemeyiz. Bu anlamda tanıtım yazıları, kitapların kendi arasındaki benzeşmeyi, ayrılan yönlerini tanıtıma özgü yollarla okura iletmek, duyurmak sorumluluğunu paylaşır.

Adı bilinen bir yazarın kitabı herkesçe bilinebilir. Yeni basılmış olsa da ona etkin reklam ve tanıtım yapmaya gerek görülmeyebilir. Yazarın adı, kitabının önündedir. Adıyla kitabı arasındaki geçişi okur kendiliğinden sağlayabilir; çünkü öncesinde yazarını izlemiş ve okumuştur. Anlatım biçimini, konularını nasıl seçtiğini, yazın dilini az çok bilirve bunların ortak özellikler taşıyacağını göz önünde tutar. Böylesi yazarların kitaplarının değerlendirilmesi bu yüzden biraz kolaydır, diyebiliriz. Genel anlamda yazarın bakış açısı, özgün tutumu bilindiği içindir ki okura daha çok metin üzerinden seslenmek yolu seçilir. Bilinen, tanınan, ünlenmiş bütün yazar ve şairler için durum budur dersek yanlış demiş sayılmayız. Onları bir yanardağa benzetmek yerinde olur sanırım. Uykuya çekilmiş gibidirler kendi sessizlikleri içinde kendilerine bürünmüş yaşarlar. Yeniden patladıkları zaman büyüklüğü anlam kazanır. Yaratısından çevresine akıp giden oluşumların, parıltıların, düşünüşlerin kendini ortaya koyduğunu görürüz. Yukarıdan dağın eteklerine doğru yakarak ilerleyen lavların parıldayışı yanardağın işlevsel gücüne denk düşer. Tanınmış yazarın iyi, kötü yaratılarını görünür kılabilen adlarıdır. Böylesi bir kitabı öne çıkarmak için güçlü etkenler bulmak gerekmeyebilir. Bununla birlikte unutmayalım ki her türlü kitabın çok iyi yazılmış olma olasılığı yanında kötü yazılmış olma olasılığı da var. Kitabı eleştirel bakış açısıyla tanıtma amacını güden yazıların çokanlamlılığı meraklısına ışık tuttuğu bir başka gerçektir. Olay, kurgu söylem, yazım tekniği ve içerikten yoksun neyi ne kadar anlatabiliriz ki? Güzel bir düş gibi sergilemek noktasına varmak derinliğine erişmeden hedefi tutturmak anlayışı… Bu yapıtın yalnızca bir kesitini göstermek gibidir ki bir ağırlık kazanmaz. Kitap tanıtım yazılarında kitabın ağırlığını duyuran yaklaşımlara gereksinim duymamız bundandır. Tzvetan Todoruv'un dediği gibi “Eleştiri edebiyatın yüzeysel bir eklentisi değil, gerekli bir ikinci yüzüdür.”

Kitabın okunurluğunu sağlamak düşüncesi içinde olmamız doğaldır. Soyunduğumuz işte okurun beklediği yanıtları üretmek için onun adına sorular sormak bize kalmıştır. Onca basılı kitabın arasından seçilmiş bir kitabın seslenişleriyle okura yol açmak yığılı taş parçaları boyunca ilerlenebilecek patikayı göstermek gibidir. Bu kendi adına büyükleniş değildir yazınsal düzlemde ele aldığı kitabın nitelik bakımından ne anlattığını, anlatmak istediğini söyleme çabasıdır. Bir ölçüde çevresine bilgi aktarmak sayılabilir.

Nasıl bir kitap ve nasıl bir yaklaşım gösterdiğini anlamamızı sağlayan kitap tanıtım yazıları tamamıyla kitap seçme alışkanlıklarımızı etkileyecek güce sahip midir ya da nasıl etki edebilir? Okur dolaşımda olan kitapları yakın çevresinden bir biçimde öğrenebiliyor, asıl sorun yeni çıkmış kitaplar ve yeni adlar… Tüm bu kitapların arasında kendine yer arayan kitapların bu kuşatılmışlığı kırması yönünde tanıtım yazılarını önemserim. Tanıtım yapan kişinin hangi kitabı inceleyeceği, hangi kitabı öne süreceği, kitapların arasına sıkışıp kalmış hangi kitabı seçeceği kendi yazınsal kaygısına ve estetik anlayışına kalmıştır.

Okumaya alıştığımız, çoğunlukla birbirinin benzeri durumuna düşmüş, görünüşü ve düşünüşü yeni şeyler çağrıştırmayan yazılar bir kitap ilanını andırıyor. Bunu küçümsemek için söylemiyorum; ama buna tanıtım yazısı da demek istemiyorum. Kalıplaşmış anlatımı aşmayan bir yanı var. Dergilere gönderilen onlarca tanıtım yazısı içinde bunların çoğunlukta olduğunu belirtmek gerekiyor. Sanki eş dost, yakın çevrenin övgü dolu sözlerle ne de iyi yaptığınızı söyleyerek sizi yüceltmek isteği gibi… Tanıtımı yazan övgüye karşılık bütün bu güzelliklerin arkasında kalan eksikliği göstermek yükümlülüğünü taşır. Bir başka açıdan düşünerek yapıp ettiklerini aktarabilir.

İçi boş, övgü dolu sözlerin çok geçmeden gerçeği yansıtmadığını görmek daha üzücüdür. Biliyoruz ki bir parlayıp bir sönen kıvılcım, alevlerin içinde kaybolup gider. Oysa biz iyi şeyleri yaşatmakla yükümlüyüz. Bütün bu gerçeği yansıtmayan güzellemeler gereksiz bir incelik gibi sırıtıp kalır.

Kitaplarının tanıtılmasına en çok gereksinim duyan arkadaşları destekleme konu bir anlamda yüreklendirmektir. Yazın çatısı altında kendini var etmeye çabalayan yazar ve şairlerimizin yazıp çizdiklerini göz önüne çıkarmak iyi bir şey. Burada tek ölçüt yaratının sanat değeri taşıyıp taşımadığı düzeyine bakmak olmalı. Yazdıklarını vurgulamak ve yalnızca onaylamak düşüncesi çıkış noktamız olamaz. Ne yazık ki desteğini bu noktada gösteren yazılar kitaba ve kitabın yazarına bir güzellemeye dönüşmüş. Yapılanı ve yazılanı sessizce kabullenmek daha ileri gidemeyecek bir çabanın boşunalığı… Öylece kabul etmek zorunda değiliz. Belki can sıkıcı bir durum ama bu hastalıklı yaklaşım, kusursuz işleyen bir düşüncenin onay görmesi demektir. Daha ileriye daha yukarılara taşımak istediğimiz yazar ve şairine bu metinler bu anlamda bir şey katmaz. Daha kötüsü okuru birsüre sonra izlemekten vazgeçer ve umursamaz. İşte beklenen etkiyi sağlamamış ve büyük çoğunluğu unutulup gitmiş bu türden birçok yazı geride kalmıştır. Elbette tanıtım yazılarının yarattığı etkiyle güven kazanmış ve yazın yaşantımıza katılmış yazarlarımız da var.

Okuru yönlendiren, yazınımıza bir başka varsıllık katan tanıtım yazıları kendine özgü işleviyle bir başka tür ve bir başka renk olarak yansıyor. Bu yazıların kesiştiği yer olarak gazetelerimizin verdiği kitap eklerini gösterebiliriz. Bütün o sayfalara baktığımızda hiç de küçümsenmeyecek olanağın sunulduğu gerçektir. Orada seslerini yayarken işlerini yerine getirebilmenin huzuru da kendini gösterir. Çünkü süreli yayınlar içinde her zaman yer bulamayan bu tür orada bir başka yaşam kurmuştur. Yazın dünyasının sınır boylarından daha enginlere açılmayı kitap eklerinin sayesinde sürdürmektedirler. Kendi yazınsal yalnızlığı içine sıkışıp kalmış her yazın insanının gerekliliğini duyumsadığı bu yazılar yeri gelmiş sığınak olmuştur. Yarattığı parıltılar ve ışıltılar için teşekkürü borç biliriz. Evet, görürken sevindiğimiz bu ışık hep yanıyor olsun isteriz.

 

 

 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter