AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
Yayın Yönetmeninden
 
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ - Ocak 2022 
       

YAZGININ YAZGISI

                       Ertuğrul Özüaydın
 

Yazar, öykü ve romana ilişkin olayların akışını ve olayların geçtiği yerleri, büyük ölçüde yakın çevresinden taşımıştır. Daha doğrusu kurgusunu gerçekleştirirken yaşamında öne çıkan olaylara özgü düşünceler yürütmüştür. Kurgusu ve yaşayışı arasındaki izlerin ardına düşecek okursanız, kimi belirleyici özelliklerin yazarın kendisine ilişkin olduğunu görebilirsiniz. Elbette yazarımız kendini apaçık ve tastamam göstermeden yapıtın içinde yerini alır. Yazar, yaşadıklarının yeniden yaratıcısıdır. Kitapta adı geçen, değişik insan tipleriyle karşılaşırız. O, onlarca insan da kendi yaşamıyla, kurguladığı çizgi arasında bir yerlerde yaşamaktadır. Olayların, kişilerin birleşmesiyle oluşan içerik kurguyu kuşatmıştır. Biz okurlar da bizi etkileyen çarpıcı olayların içinde ve kahramanların gölgesiyle birlikte adım adım serüvene dalarız.

Benim düşündüklerimle, yazarın yazıp anlattıklarını aklımda birleştirerek sürdürürüm okumayı. Kitapla aramızda görünür görünmez bağları bu yolla tek tek bağlarım ki kitabı sonuna dek götürebileyim. Bağlar koparsa kitap anlamsızlaşır. Okuduklarımla aramızda bağların yarattığı gizliden bir işbirliği oluşmuştur. Kimi unuttuğum gerçeklerimi, anılarımı su yüzüne çıkaran bu okuduklarımdır. Kitapla kurduğum bağ sayesinde gerçekleşen böylesi işbirliğini çok değerli bulurum.

Okuduğunuz öykünün yoğunluğuna erişmek çabası bu bağlılığın işaretidir. Öykü ya da okuduğunuz serüven, düşüncelerinizin dokusuna işlemiştir. Süren oyun ya da olay diyebileceğimiz izlekle sıkı sıkıya bağların kurulması yalnızca yazarın işi olmadığı açıktır. Okur da ilgisi yönünde bir tutum geliştirebilir. Yazarın ortaya çıkardığı yapıta belirli ölçülerde okurun katılması da söz konusu edilebilir. İçine düştüğü serüvende yoruma dayanan akıl yürütmeler, yeni anlamlar çıkarmak, başka başka yargılara varmak gibi duygu ve düşünüşle yapıta değişik boyutlar kazandırabilir.

Okur kitapla arasındaki birleştirici rolünü üstlenirken serüvenin en yakın izleyicisi konumuna oturmuştur. Kitabın çekim gücü okurunu kendine bağlamıştır. Bir başkasını kendi gibi görmeyi, onun eylem ve edimlerinde kendiyle hesaplaşacak kadar yakın ilişki kurmayı isteyerek yapar. Yaşananlardan çekip çıkarılması gereken dersler varsa bu alanda kendini gözden geçirir. Çünkü okur, öykünün öteki yüzüdür. Okuduğu serüvenin yazgısını kabullenmek zorunda kalırken kendini onun aracılığıyla yeniden değerlendirebilir. Kendi yazgısı yaşamında içselleştirdiği, anlamlandırdığı bilinçli yaklaşımlarında yön bulur. Ortaya çıkan yer gök kendi öyküsüdür.

Yazgısına bağlandığı serüvenin her aşamasına boyun eğmek zorunda kalan okur kendi yazgısı söz konusu olunca onu değiştirmek için elinden geleni esirgemez. O güne değin edindiği deneyimler ve birikimler bu anlamda karşılığını bulur. Şunu da belirtmeliyiz ki okuduklarının yaşadıkları üzerinde gösterdiği etki daha sonrası için ayrıca yol göstericiliğe dönüşebilir.

Üzerinde çalıştığı kurgunun yazgısını ne yönde geliştireceği elbette yazarın kendi elindedir. Ele aldığı olayın ya da oyunun her aşamasında kendi gerçekliğini yürütür. O yazdıkları; bizim duyumsadığımız, anımsadığımız benzer şeyleri çağrıştırabilir. Bizim yaşadıklarımıza bir dokunuş, bir soluktur. Başka bir yaşamla, başka bir insanla başka bir renge bürünerek yorumlama çabası içine sürüklenebiliriz. Bu içeriğe ilişkin bir yaklaşımdır. Bir başka gerçekliğe katılmak denebilir. Bir başkasıyla yer değiştirmek söz konusu değildir. Yazarın kurgusunda gelişen olaylar, kahramanın yazgısıyla uyum içindedir. Bu kitabın da yazgısıdır. Nasıl kurulursa kurulsun bu kurgu okurun yazgısıyla yalnızca benzeşebilir. Aynı gerçeklikten beslenebilir ama aynılaşamaz.

Yazar okurla, öyküsünün yazgısına yönelik ortak noktalar yaratmak çabasını hiç bırakmaz. Büyük bir acının içinde yaşamını sürdüren roman kahramanıyla örtüşen yanlarınız olabilir ama bu yaklaşım oraya dek sürecektir. Onun serüveninde ona yardım eli uzatamazsınız. Kim olsa bu yolda ona yardımcı olamaz, yazarından başka. Bu yetersizlikler içinde kahramanın yazgısına boyuneğişi kabullenirsiniz. Sizin okurken yaşadığınız iyi duygularınız bir umut ışığı yakmaz. Tutku, heves, günah kitabıdır. Bütün kötülüklerin, iyiliklerin yönetimi yazarımızın kendi açtığı yoldur.

Bir sonraki sayfadaki gelişmelerden habersiz öykü üzerinden sürdürülecek karşılıklı birlikteliğimizdir. Sonunun nereye varacağı merak duygusuyla ilgili okuma tutkumuzdur. Belki bir korku, bir sevinç, bir coşkunluk içinde sürecek. Metinle okur arasında bağları kurmak yazarın işiyse, bağları güçlendirmek de okurun işidir. Soyut düzlemde gelişen olaylar bütününü kendi somut yaşamına geçişler kurarak anlamlandırmak ona düşer. Dolayısıyla okur göndergesel metinle kurduğu niteliksel işbirliğini temellendirir, ayrıca yer yer doğabilecek boşlukları da doldurur. Burada ikili bir amaç gerçekleşmiştir okurla yazar arasında. Böylesi sürüp giden okumalarda sözünü ettiğimiz işbirliği yapıta bir başka canlılık katar. Sözcüklerin yarattığı dünya dolaylı biçimde okurun dünyasına dönüşmüştür. Bunun tersi durumunda okur, kitaba sırtını dönecek, kitapla birlikteliğini yarı yolda bırakacaktır.

Kim ne derse desin yazar kendi bakış açısıyla yaşamın derinliklerine iner. Yaşama ilişkin insan yaratmak, kahramana göre yaşamı yeniden kurgulamak. Onun için her kitap hem düştür hem gerçek içinde yaşadığımız dünya ile bütünleşir. Oysa sözü edilen yaratı, bir yanılsama ve düşten kurgulanmış olabilir. Hiçbirimiz kurmacanın gerçek olmayan özelliklerini bulmaya, onları ortaya çıkarıp göstermeye çalışmayız. Tam tersine öylesine bir dünyada kendimize yer açmaya çalışırız. Böylesi bir ilişki kitapla aramızda olması gereken işbirliğidir. İşte, buradan bakıldığında metni anlamlandıran, biçimlendiren belirsiz yazgının okuru; kendi yaşantısıyla bağlar kurma yoluna sapabilir. Kurulacak işbirliği, kitapla okuru karşılıklı kabullenme noktasına taşır. Metinsel birliktelik bir yerde yaşamsal birlikteliğe açılabilir.

 

 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter