Dil Derneği olarak Mayıs 2016'da çok önemli bir kurultay düzenledik: Dil ve Basın Kurultayı-Düşünme(me) Özgürlüğü!-Dilsizleştirilmek İstenen Basın! Kurultayımız doğallıkla büyük ilgi uyandırdı. Önemli olan tarihin yazıldığı anların ayrımında olmak, gerekli tepkiyi göstermektir. Bunu yapıyoruz.

Günümüzde gelecekle ilgili uyarılarda bulunanları, kaygılarını dillendirenleri karalayanlar, onların sözlerini çarpıtanlar da çıkıyor ki bu aymazlığa şaşırmaktan da kendimizi alamıyoruz.

Haziranda ne çok yazarımızı, aydınımızı yitirmişiz; Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Cahit Külebi, Hasan İzzettin Dinamo, Ahmet Muhip Dıranas, Tahsin Saraç, İlhan Selçuk, Sait Maden, Ahmet Haşim, Cahit Irgat, Ebubekir Hâzım Tepeyran, Tahir Alangu. Onları saygıyla, özlemle anıyoruz.

Türk ekinini tanımayan insanlar bile Nâzım Hikmet adını bilirler. Yazının hemen tüm türlerinde üstün yapıtlar veren, Yunus Emre'den günümüze ulaşan Türk ekinini yücelten Nâzım Hikmet'in her gün yeni bir yanını öğreniyoruz, değerini daha iyi kavrıyoruz.

Türk yazınının ustalarından Orhan Kemal'in yapıtları hâlâ güncel hâlâ diri.

Hasan İzzettin Dinamo'nun “Kutsal İsyan”ı, “Kutsal Barış”ı, diğer yapıtları şarlatanlara tokat olduğu değin, çalışkanlığın da kanıtlarıdır.

Ahmet Muhip Dıranas Türk şiirinin en özgün ozanlarından. Adı geçer geçmez hemen birkaç (hem de yetkin) şiiri belleklere düşen ozan olmak az güzellik midir? “Kar”, “Serenad”, “Fahriye Abla”… Düzyazılar, oyunlar…

İlhan Selçuk, Türk Devriminin, Atatürkçülüğün kuramcılarındandır; en doğru açıklayanlardandır. İlhan Selçuk günümüzün Ali Suavi'siydi.

Esenlik dileklerimizle.

Saygılarımızla.