AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
21. Kuruluş Yıldönümü Bildirimiz

DİL DERNEĞİ, 21 YILDIR AYDIN DİRENCİNİN SİMGESİDİR!

Dil Derneği, 22 Nisan 1987’de aydın dayanışmasıyla kurulmuştur; 21 yıldır da aydın direncinin simgesi olarak dimdik durmaktadır!

Dil Derneği, 12 Eylül sürecinin en karanlık aşamasında o günlerin; bugünkü karanlık gidişte de bugünlerin aydınlığa açılan, umutları diri tutan penceresidir; laik cumhuriyetimizin temel ilkelerinin ödünsüz savunucusudur. Her üyesi, bütün yandaşları, Türk Devriminin en önemli dayanağı olan Dil Devriminin kuşaktan kuşağa akıp gitmesini amaç edinmiştir.

Atatürk, “dilimizi yabancı diller boyunduruğundan kurtarmak” için 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurmuş; 5 Eylül 1938’de oluşturduğu “vasiyetnamesi”ne Türkiye İş Bankasındaki bireysel gelirinin bir bölümünü, dernek yapısındaki Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına bıraktığını el yazısıyla açık açık yazmıştır. Bu davranışının anlamı açıktır; Atatürk bu iki derneğe gelir bırakarak, onları sonsuza dek güvence altına almıştır!

Ancak Atatürk’ün kalıtı hukuk dışı bir yolla çiğnenmiş, çok önem verdiği bu iki kurum, yasa zoruyla 1983’te Başbakanlığa bağlı devlet daireleri yapılmıştır. Bu hukuk ayıbı, 25 yıldır sürmekte, gelip geçen bütün iktidarlar, bu ayıbı, karşıdevrimin utkusunu simgeleyen kaba saba, çirkin bir kolye gibi, 25 yıldır boyunlarında taşımaktadırlar! Atatürk bu kurumları “akademi” yapmak istemişti diye yalan yanlış nedenler göstererek ortaya çıkmak, yayın yapmak “vasiyetname”yi görmemek körlüktür; aymazlıktır; Atatürkçü düşünceye ihanettir!

Bugünkü Türk Dil Kurumu, asla Atatürk’ün kurumu değildir! Çünkü 1932-1983 arasında yaşayan Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun adı hiçbir zaman yolsuzlukla anılmamış; 51 yıl boyunca Atatürk devrimciliğini onurla taşıyan Türk Dil Kurumu ne laik cumhuriyetle hesaplaşanların ödülünü almış, ne de bilimle inancı birbirine karıştıran haberlere, görüntülere konu olmuştur.

Çeyrek yüzyıl önceki Türk Dil Kurumu’nun seçilmiş yöneticileri hem devlete, hem üyelerine hesap vermiş; hiçbir zaman ilkelerini göz ardı ederek siyasal erkin güdümüne girmemişlerdir. Atatürk bu nedenle Türk Dil Kurumu’nu özerk, özgür istenciyle çalışacak bir dernek olarak kurmuştur. Oysa 25 yıldır Başbakanlığa bağlı TDK, yıllardır yasal boşluk nedeniyle birkaç kişinin eline bırakılmış durumdadır; Atatürk’ün kalıtı, “mirasyedi” mantığıyla harcanmaktadır.

Atatürk, Türk Tarih ve Dil Kurumları, cumhuriyetin dil ve tarih bilincini pekiştirmek, toplumsal bilinci ulusal kimliğin simgesi olan dille hep diri tutmak; soran, sorgulayan yurttaşlar yaratmak için kurmuştu. Atatürk kurumlarının kapatılması, Türk Devrimiyle hesaplaşmanın en önemli aşamalarından biri olmuştur. 1983 öncesindeki TDK’nin üyeleri de Dil Derneği’ni kurarken gelecekte neler yaşanacağını öngörmüşlerdi; tarih, Dil Derneği’ni doğrulamıştır.

Atatürk devrimcileri için Dil Derneği’ni kurmak, vazgeçilemez bir görevdi. Her şeyden önce Atatürk’ün vasiyetnamesini çiğneyenlere tepki vermek, aydın onurumuzu korumaktı; çünkü aydın onurunu Türk devrimiyle kazanmış yurttaşlardık! Hiç kimse, hiçbir kurum Dil Devrimini engelleyemezdi; çünkü bu devrim salt sözcük türetme eylemi değil, ulusal kimliğimizin güvencesiydi. Atatürk’ün çiğnenen kalıtı için savaşım vermek de temel görevlerimizdendi. Görevden hiç kaçmadık!

21 yıl önce Dil Derneği’ni kurmak için yola çıkanlar, hiç yalnız kalmadılar. Kalmadık! Atatürk kurumlarını kapatanlar telaş içindeydi; Dil Derneği’ni yasak derneklerden saydılar. Yargı önünde, karşıdevrime yaptıkları hizmeti yüzlerine vurduk. Ancak karşıdevrim, 1950’lerden önce tutmaya başladığı subaşlarına, 12 Eylülle iyice yerleşmişti. Bugün hâlâ 12 Eylülcülerin hukuk tanımazlıkla yaptıkları işler, uygulamalar temizlenemiyor ve toplumsal bilinç de ülke de kirlendikçe kirleniyor! Dün Atatürk kurumlarının kapatılmasını sıradan bir olay sayan vurdumduymazların çoğu bugün hâlâ uyanmış değil!

Ülke de Türkçe de sıkıntılar içinde… Ulusalcıların yükselen tepkisi karşısında, birtakım eller, “ulusal, ulus, ulusçuluk…” gibi kavramlarla çete tabelaları oluşturmaya çalışıyor. Bugün Dil Devriminin önemi daha açık görülüyor, Atatürk kurumlarının yokluğu daha çok duyumsanıyor.

Dil Derneği’nin 21. yaşını bu duygularla kutluyoruz! Tasarlanmış ve örgütlenmiş karşıdevrim belleğimizi, dilimizi kirletirken biz direniyoruz, savaşımızı sürdürüyoruz. Yılgınlık göstermeden, aman dilemeden, ilkelerimizden ödün vermeden! Atatürk devrimcisi olmanın onurunu bayrak gibi yükselterek!

Türkçeye ve Dil Derneği’ne emek veren, destek olan herkesi saygıyla selamlıyoruz!


 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter