AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
YAŞASIN CUMHURİYET! KUTLU OLSUN CUMHURİYET BAYRAMI!
 

Yüzyıllar boyunca batıdaki düşünsel, bilimsel değişimleri, sanatsal, uygulayımsal ve ekonomik atakları göremeyen Osmanlı İmparatorluğu, Kurtuluş Savaşından önce de birkaç kıtadaki savaşlarla binlerce insanını, topraklarını yitirmiş; eğitimini, ekonomisini, dahası ordusunu da her biri gücünü uzak coğrafyalardaki halkların ekmeğini suyunu sömürerek elde eden yayılmacıya teslim ederek çöküşe geçmişti. Yıllar süren Birinci Dünya Savaşında yayılmacı “İtilaf Devletleri” top tüfek birleştirmekle yetinmediler; sömürdükleri coğrafyaların çocuklarını da topladılar. Osmanlı İmparatorluğu ile yayılmacıların 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Ateşkes Anlaşması, Osmanlı İmparatorluğunu tarihten silme belgesiydi; yurdun her köşesi işgal edilmiş, yoksunluklar ve yoksullukla kuşatılan halk Mustafa Kemal’e, Mustafa Kemal de halka inanmış, ulusal direniş başlamıştı.

Birinci Dünya Savaşı sürerken 23 Nisan 1920'de Mustafa Kemal önderliğinde "Büyük Millet Meclisi" oluşturuldu; bu meclisteki halk temsilcileri, 20 Ocak 1921'de “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”yla egemenliğin ulusa ait olduğunu ilan ettiler; 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılarak cumhuriyete giden yol açıldı. Mustafa Kemal önderliğinde savaşan halk, yayılmacılarla içerdeki işbirlikçilerini püskürterek Kurtuluş Savaşını utkuyla tamamladı. İsmet İnönü’nün önderliğinde imzalanan Lozan Anlaşmasıyla bağımsızlığımız yayılmacılara kabul ettirildi.

Mustafa Kemal, 29 Ekim 1923’te laiklik ve demokrasinin baskın olduğu cumhuriyeti kurdu. Başta eğitim olmak üzere ulusu çağdaş dünyayla yarıştıracak bütün kurumlar din baskısından kurtuldu; halkın kılık kıyafeti, ölçüsü tartısı, takvimi, yazısı ve dili yenileştirildi; ulus, kendi buğdayından ekmeğini kararak, yeni kurulan fabrikalarda üreterek Osmanlının yayılmacıya borcunu da ödedi.  Cumhuriyetle toplumsal yaşam değişti; laik eğitim dilde yazıda, hukukta, kadın hakları ve kültürel alanlarda görkemli devrimler yapıldı. Ne ki 1950’den sonra cumhuriyetin adı, devrimleri birer birer yaralandı, “milliyetçilik” taslayan, “muhafazakârlık”ı dinle perdeleyerek ülkeyi gericileştiren iktidarlar, cumhuriyetle yurttaş kimliği kazanan bireylerin din ve köken ayrımını kaşıyarak ülkeyi karanlık “darbe”lerden geçirdiler.

2000’lerin ilk çeyreğindeyiz; cumhuriyetin temel ilkeleri ve kurumlarıyla açık açık hesaplaşan karşıdevrim, eğitimi yüzyıllar öncesine taşıyor; tuzla buz olan ekonomiyle yoksullaşan toplum açlıkla sınanıyor. 2018’de rejim değiştikten, halk egemenliğinin simgesi TBMM etkisizleştikten sonra düşünce ve basın özgürlüğü erir, hukukun üstünlüğüne güvensizlik boyutlanırken çocuk ve kadınlar her türlü cinsel fiziksel saldırıyla canından oluyor. Yazık ki okullara tarikatlar doluşurken, bilimi yok sayan medreseler açılırken Atatürk anıtlarına yobaz saldırıları yoğunlaşıyor.

Akılcı çağdaş bilimin öncülüğünde ulusal-evrensel değerlere, laik eğitime, kadın-erkek eşitliğine inanan, Mustafa Kemal’in askeri olmaktan utanmayan, emeği ekmeği için yollara düşenlerle, zeytinlerimizle, hayvanlarımızla, bir mevsimde iki üç kez ürün veren tarlalarımız, doğamız tarihsel dokumuzla cumhuriyetin ta kendisiyiz. Başımızdaki kara bulutlar seçkinlerin gökdelenleriyle yarışsa da yediden yetmişe cumhuriyetçiyiz!

Cumhuriyet Bayramı Türkiye'nin egemenliğini, her alanda korunması gereken bağımsızlığını simgeler. Ne yaşarsak yaşayalım… Mustafa Kemal’e, onun öncülüğünde Kurtuluş Savaşını kazanan Kuvayimilliyecilere yaraşır yurttaşlar olarak cumhuriyetten asla ödün vermeyiz! Ne yaşarsak yaşayalım cumhuriyetten vazgeçmeyiz!

Yaşasın cumhuriyet!

Bayramımız kutlu olsun!

Dil Derneği Yönetim Kurulu ve Üyeleri Adına Başkan

Dilci-Yazar Sevgi Özel


 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
HAZİRAN 2025 - 448. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter