AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
Sevgi Özel'in Manisa Mitingi Konuşması

 

Dernek başkanımız Sevgi Özel'in 5 Mayıs 2007'de Manisa'da düzenlenen Cumhuriyetimize Sahip Çıkalım mitinginde yaptığı konuşmayı aşağıda yayımlıyoruz.


            Günaydın Manisa,

            Güzel yurdumun kadınları, erkekleri, çocukları, gençleri! Günaydın!

            Artık günümüz aydın, yolumuz aydınlık olacak! Günaydın Spil Dağı! Günaydın Gediz!

            Günaydın gökyüzü!

            14 Nisanda doğayla birlikte silkindik!

            29 Nisanda yeniden dirildik!

            Artık asla karamsar olmayacağız, asla yılgınlık göstermeyeceğiz! Asla azınlıkta değiliz, asla kendi ülkemizde konuk değiliz.

            Artık karanlıktan korkmayacağız!

            Artık herkes görüyor; ışığımız Türk Devrimi, öncümüz Mustafa Kemal!

            Artık biliyoruz! Dünya görüşümüz, kökenimiz, inancımız ayrı da olsa, biz ayrı değiliz!

            Artık biliyoruz, gücümüzü küçümseyenler, gücümüzü gördü!

            Çünkü biz, laik cumhuriyetin özgürlük, bağımsızlık sevdalısı yurttaşlarıyız!

            Saklayacak, sakınacak hiçbir şeyimiz yok! Ne saçımızın bir teli, ne düşüncemiz!

            İşte buradayız, açıkta… Su gibi berrak, gökyüzü kadar temiz kadınlar ve erkekleriz!

            Ne haram yedik, ne cana kıydık!

            Ne yalana dolana sığındık, ne üç beş kuruş, bir koltuk için halkın inançlarını, duygularını kullandık!

            Ülkemizin kekik kokulu dağlarını karartan, bire yirmi veren ovaları buğdaysız, cennet kıyıları zeytinsiz koyan biz değiliz!  

            Ülkemizi pazarlayan biz değiliz!

            Köy Enstitülerini kapatan, bütün cumhuriyet okullarını imam hatipleştiren, eğitimden Türk Devrimini, çağdaş bilgileri kazıyan biz değiliz!

            Artık yeter! Yeter! Bıktık usandık!

            Tam 60 yıldır yapmadıkları kalmadı!

            Eğitimi dinselleştirdiler, dinselleştirmekle kalmadılar, paralı yaptılar!

            Okumak isteyen yoksul halk çocuklarını keklik gibi avlayıp cumhuriyet değerlerine, dün  birlikte barış içinde yaşadığı komşusuna düşman ettiler!

            Laik öğretim olmadan demokrasi olur mu? İnsan haklarına saygı olur mu? Hukukun üstünlüğü kurulur mu? Laik öğretim olmadan, bilim olur mu, sanat olur mu?

            19-20 yaşındaki gençler niye tetik çekiyor, niye bıçak saplıyor? Niye can alıyor?

            Ne istediler çocuklarımızdan? Onların yüzünü öte dünyaya çevirip kendileri, dün batıl batı dedikleri yerleri komşu kapısından yakın etmediler mi?

Oturdukları koltuklar, sürdükleri saltanat, gökten mi indi? Bunları nasıl elde ettiler?

            Türk Devrimini kullanarak!

            Ama hem kullandılar, hem korktular!

            Düşünün bir kez, sözcüklerden bile korktular! Devrim, devrimci diyenin canına okudular.   

            Laik cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal’in vasiyetnamesini bile çiğnediler! Kurumlarını kapattılar!

Devrimi inkılap yaptılar, çocukların, öğretmenlerin düşüncesini karattılar!

Ey, 60 yıldır birbirine yaslanan dışarıda verici, içerde gerici aymazlar!

            Ülkeyi de Türkçeyi de siz kirlettiniz!

            Öyle çok yalan söylediniz ki, yalanlarınıza kendiniz bile inandınız!

            Biliyoruz, kiminle, neyle hesaplaştığınızı!

            Mustafa Kemal’le hesaplaşıyorsunuz! Türk Devrimiyle hesaplaşıyorsunuz!

            Bilimle, sanatla hesaplaşıyorsunuz!

            Hem de cahil ataklığıyla, bindiğiniz dalı keserek… Toplumun kafasını karıştırarak, inançlarını sömürerek! Size omuz verenler kim?

            Bireysel çıkarını ulusal çıkarların önünde tutanlar! Sözde akademisyenler, fildişi kulesindeki sözde aydınlar, paranın padişahları!

            İkinci cumhuriyetten girip sekizinci meşrutiyetten çıkan cümle dönekler!

            Evet, devrimlerle, bilimsel akılla hesaplaşıyor, faturayı eğitim olanaklarını, aşını, işini elinden aldığınız halka çıkarıyorsunuz!

            Ülkemizi de Türkçemizi de inşallahla okey arasına sıkıştırdınız!

            Ulusalcılık ayrı, milliyetçilik ayrıymış gibi kargaşa yaratarak toplumu bölmeye kalkıyorsunuz!

            Evet, biz ulusalcıyız! Evet, gerçek milliyetçi biziz! Çünkü bizim ulusalcılığımız kaynağını Mustafa Kemal’in manevi mirası olan akıl ve bilimden alıyor.

            Biz, akıl ve bilimden başka doğru tanımıyoruz. Bizim ulusalcılığımız inanç ve kökenden değil, akıl ve bilimden besleniyor. Evet, bizim ulusalcılığımız, ulusal değerlerimizi, ulusal ve evrensel bilgiyle, sanatla harmanlamaktır!

            Evet, biz ulusalcıyız, biz kadın ile erkeği ayrı yerlere koymuyor, çocukları kandırmıyoruz!

            Evet, biz devrimciyiz!

            Biz, bilimsel akılla geçmişimize sahip çıkıyor, geleceğimizi yine akılla, bilimin ışığıyla kurmaya bakıyoruz!

            Çünkü biz, 84 yıl önce ümmi ümmettik, Türk Devrimiyle yurttaş olduk!

            84 yıl önce… “Ateşi ve ihaneti gördük. Ve kanlı bankerler pazarında memleketi Alman'a satanları"... Ardılları emperyalizmle işbirliğinde gecikmediler! Ulusal bilinci yaralamak, kanatmak için ne gerekiyorsa yaptılar! Yapıyorlar!

            Önce okullara, üniversitelere, bütün bilim ve sanat kurumlarına el attılar! Bilimciyi, sanatçıyı aşağıladılar. Hepsini, her yeri kuruttular! Biz, bir kez daha çölde suyu bulduk!

            Artık bize gayri safi milli hasıla 5-6 bin dolar demeyin! Doğru olmayan bilgiyi Arap'ın dili, Amerika’nın parasıyla maskelemeyin!

            Açık açık, yüreklice, halkın anlayacağı dille konuşun! Bakın bakalım, ne oluyor?

          Artık yalnız alanları doldurmayacak, hem soracak, hem sorgulayacağız! Artık oyumuzun arkasını arayarak ülkemize de ilkelerimize de sahip çıkacağız!

            İşte Atatürk devrimlerinin amacı buydu! İşte devrimlerden bu nedenle korkuyorlar!

            Analara babalara sesleniyorum; sizin çocuklarınızın da eğitim, sağlık ve hak arama güvencesi olmalıdır! Sizin çaresizliğiniz, başkalarının saltanatına araç olmamalıdır!

            Artık sorun, sorgulayın! Neden deyin, niçin deyin! Eğitimsizliği, yoksulluğu sorgulayın!

            Sizin çocuklarınız değersiz mi, kaya kovuğundan mı çıktı? Niye sizin çocuklarınız iyi okullara gidemiyor, niye çağdaş bilgiyle donanmıyor, niye kötü amaçlı ellere düşüyor, niye sizin çocuklarınızın şirketleri, villaları, gemileri yok!

            Bütün çocuklar ulusal ve evrensel değerlerden hakça, eşitlik içinde yararlanıyor mu? Hani, sosyal hukuk devleti?

            Egemenliğin kayıtsız koşulsuz halkın olduğu bir sosyal hukuk devleti değil mi Türkiye? Peki, halk çocukları eğitimde, sağlıkta, hak aramada eşit mi?

            Ortak dille sağlıklı eğitim alıyor mu, yaratıcı yanını ortaya koyabiliyor mu? Yetenekli binlerce çocuk sokaklarda yok olmuyor mu?

            Ne olur, çocuklarınız için sorun, gençler için sorgulayın! Ne olur, kadınların ve çocukların siyasal araç yapılmasına izin vermeyin!

            Bugün Atatürkçü düşünceyi ve halk egemenliğini kendi çıkarı için kullananları uyarmak için alanlardayız!

            Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için alanlardayız! Çünkü ülkemizin geleceği onlar. Atatürk’ün cumhuriyeti gençlere emanet etmesinin anlamı budur!

            Çocuğunun geleceği için alanları dolduran, evinde bize kulak veren kadınlara sesleniyorum! Kulaklarınızı, gözlerinizi kapatanların oyununa gelmeyin! Çocuklarınız için gelmeyin, cumhuriyetimiz için gelmeyin!

            Hepinizi kucaklıyorum!

 


 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Kasım 2024 - 441. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter