YENİ YILA GİRERKEN…

“Göğe direk, denize kapak olmaz” diyenler yanılıyor; geride bıraktığımız koskocaman bir yılda göğe direk, denize kapak “bulmaya” çalışanları gördük. Kara gülmecenin kol gezdiği bir yılı daha uğurluyoruz. Gülsek mi ağlasak mı diye diye onlarca sorunu çözemeden; binlerce şaşırtıcı, anlamlı/anlamsız olay ve oluşumu biriktirerek yeni bir yıla giriyoruz.

Biz dilciyiz. Kültürel sorunlar; eğitimdeki sıkıntılar; siyasadan ve ekonomiden ayrı tutulmasa da özellikle üzerinde durmamız gereken, yazık ki artık soruna dönüşen konu, yönetenlerin ve yönetilenlerin kullandığı dildir. Toplumun ve üyelerimizin yeni yılını kutlayan seslenişimizin coşku vermesini, övgü sözleriyle bezeli ve eğlenceli olmasını isterdik. Çok mu karamsarız; gülmeyi, eğlenmeyi biz mi beceremiyoruz? Yılları nasıl tüketiyoruz?

Açın televizyonları; göbek atanlar, devirdiği çamla ünlenenler; yoksulluğu, acıyı görmezden gelerek “reyting” kapanlar; izleyeni düşler ülkesine salan konuları, dili yabansı diziler… Kuyruklu yalanlar eşliğinde Atatürk’le, cumhuriyetle hesaplaşanlardan akan kirli dil… Çıkın sokağa; çarşı pazarda, toplutaşım araçlarında her dakika hüzünleniyor ya da ağlanacak duruma gülüyorsunuz. TV’lerde, sokakta, evlerde herkesin herkese “Aşkım!” diye seslenmesine bakmayın; aşkların da gölgelendiği; çocukların, kadınların cinsel saldırıya uğradığı ya da öldürüldüğü; emek-ekmek kavgasının tırmandığı, hukukun üstünlüğünün yaralandığı bir yıl daha gidiyor.

Biz dilciyiz. Doğallıkla yönetilenler gibi yönetenlerin kullandığı dil de ilgi alanımız içinde… Siyasadaki tartışmaların konusu, özü yaşamsal önemde; ancak siyasanın kullandığı dil de yaşananlar kadar önemli… Siyasetçi, bilimci, sanatçı, gazeteci/televizyoncu, hukukçu sanıyla sürekli toplumun gözü önünde olanların kemiği olmayan dili, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için laik cumhuriyetimizin ilkelerinden ödün vermeden kullanması dileğimizdir. Ulusal ve evrensel bilgileri harmanlayarak her bireye ilkin, “yurttaşlık bilinci” kazandıracak, bu bilinçle bireyleri ulusal çıkarlarda birleştirecek olan laik, çağdaş eğitime, yazık ki  2017’de de ulaşamadık. Yeni yılda ülkemizin ve Türkçemizin üzerindeki kara bulutlar aklın öncülüğüyle dağılsın; bilime ve sanata tutunarak dile gelenler, laik eğitimle bir an önce ele gelsin istiyoruz.

2018, Atatürkçü düşüncenin ve laik eğitimin egemen olacağı; özgür düşüncenin ve demokrasinin ülkemizi her türlü kavgadan, kargaşadan uzak tutacağı; aydınların amaçları doğrultusunda birleşeceği, ortak dil Türkçenin horlanmayacağı günlerle gelsin! 2018, hak ve özgürlüklerin baskı altında olmayacağı, herkesin adalet ve demokrasiden özgürce, insanca pay alacağı, emekle aşkın buluşacağı şölenlerde türkülerin söyleneceği bir yıl olsun!