Şerafettin Turan, torunu Ceren ve eşi Fatma Turan'la
 

"Türkçenin Ustalarına Saygı" etkinliklerimizin üçüncüsünde, Atatürk Devrimlerinin ışığını bütün ulusa yaymayı görev edinen, tarihsel gerçeklerin gün ışığına çıkması için uğraşan, Dil Devriminin başarısı  için emek veren, Türk Dil Kurumu’nun seçilmiş son başkanı, Dil Derneği’nin Onursal Başkanı  Prof. Dr. Şerafettin Turan’a saygılarımızı sunduk. Dilseverlerin, cumhuriyetçilerin, Turan’ın öğrencilerinin ve  gençlerin  katıldığı gece, 10 Mart 2008’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezinde yapıldı.

“Türkçenin Ustalarına Saygı” gecesinin açış konuşmasını Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel yaptı. Işık Kansu, İbrahim Dizman ve Nermin Küçükceylan’ın hazırladığı, Mustafa Alper Fakılı’nın görsel sunumunu oluşturduğu saygı gecesinde, Turan’ın yaşamı görsel ve sözlü sunumla aktarıldı.

Şerafettin Turan, Dil Derneği'nde birlikte çalıştığı gençlerle

Gecede lise yıllarından arkadaşı Ali Rıza Uzuner, DTCF dekanı olduğu yıllarda birlikte çalıştığı Prof. Dr. Necdet Adabağ, Türk Dil Kurumu’nda birlikte görev yaptığı Emin Özdemir,  Dil Derneği’nin kuruluşunda el ele oldukları Sevgi Özel, ilk üyelerinden biri olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesinin başkanı Ülkü Günay ve ODTÜ Türkçe Topluluğu Başkanı Özgün Baştürk konuştular. Konuşmacılar, Şerafettin Turan’la ilgili anılarını ve duygularını dile getirirlerken onun bir düşün adamı olmasının yanı sıra usu ve bilimi temel alan bir eylem adamı olduğunu vurguladılar. Konuşmasında, TDK’nin 12 Eylülcülerce kapatılmasından önceki son Yönetim Kurulu toplantısından (3 Eylül 1983) ve  TDK çatısı altında kutlanan son Dil Bayramından söz eden Emin Özdemir, Şerafettin Turan’ın TDK’yi devralmaya gelenlere söylediği “Türk Dil Kurumu’nu size devretmiyoruz, siz teslim alıyorsunuz!” tümcesinin tarihsel önem taşıdığını belirtti.

Gecenin sonunda bir konuşma yapan Şerafettin  Turan, geceye katılanlara duygu yüklü sözcüklerle teşekkür etti. Şerafettin Turan “Benim yolum Mustafa Kemal’in yolu olmuştur” diyerek şunları söyledi:

“Sekiz nüfusa bakan bir ilkokul öğretmeninin çocuğu olarak cumhuriyetin verdiği olanaklarla ben bir yere geldimse, bu cumhuriyetin eseridir. Yaşadığım kimi olumsuzluklar kişilere özgüdür, rejime özgü değil(...) Çevreye sevgiyle bakmak, bir şeyler vermek, almaktan çok vermekten yanayım ben. Çok verdiğim halde alamadığım, hatta kendilerinden çok tepki aldığım kişiler oldu(...) Çok yakın bildiğiniz insanlar, bir gün size sırtını dönebiliyor. Selam vermeyebiliyor, selam vermemek için kaldırım değiştirebiliyorlar. Bunları yaşadık. Hiç ummadığımız karşılıklar alabiliyorsunuz. Atatürk’ün 1927’de sünnet olan bir çocuğun defterine yazdığı bir tümce var: ‘ Oğlum, hayatını başkalarının yaptıklarıyla değil, kendi yaptıklarınla doldurmaya bak.’ Bu sözün gereğini yerine getirmeye çalıştım.(...) Son nefesimi verinceye kadar Cumhuriyet’in kazanımlarını, edindiğim bilgileri aktarmaya çalışacağım. Gücümün yettiği, dilimin döndüğü, kalemimin yazabildiği oranda... “
 

İbrahim Dizman, Işık Kansu, Şerafettin Turan, Sevgi Özel, Ülkü Günay, Nermin Küçükceylan