AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
HER YAŞIN YAZARI ATTİLÂ ŞENKON

      Her ayın son perşembesinde derneğimizde düzenlediğimiz "Dil-Ekin Söyleşileri"nin onuncusunda, 26 Mayıs 2011'de, Yazar Attilâ Şenkon konuğumuz oldu. Attilâ Şenkon 1962 Ankara doğumlu. ODTÜ Mimarlık Bölümünü bitirdi. Aynı yerde yüksek lisans yaptı. Anlatma tutkusu çocukluk döneminde dayanıyor. Her Gün Perşembe Olsa (1990), Uykusuz Gece Düşleri (1993), Ten Yükü (1995), Bütün Düşler Nazlıdır (1998), Bıyık İzi Yalanlar (2002), Gökkuşağına İki Bilet (2004), Sustum Duydun mu? (2009), Geveze Kitap (2010), Bahar Temizliği (2011) adlı kitapların yazarı Şenkon, yazın serüvenini şöyle anlattı:
      “Yazmak isteğim anlatma isteğimden doğdu. Çocukluğumda arkadaşlarıma bir dolu düşsel konu anlatırdım. Özellikle de film afişlerinden yola çıkarak anlattıklarım ilgi çekerdi… Bir arkadaşımın o filmi izledim, anlattığınla hiç ilgisi yoktu ama senin anlattığın daha güzeldi, demesi hoşuma gitmişti. Anlattıklarımın yazıya dönüşmesini babama borçluyum.
      İlk kitabım Her Gün Perşembe Olsa Yazıt Yayınevi'nce yayımlandı. Emeği geçen İzzet Kılıçlı’yı saygıyla anıyorum. Güzel bir başlangıçtı. İzzet Kılıçlı’nın kitabımı göndermesi sonucunda Akademi Kitabevi Öykü Özendirme Ödülüne değer görüldü. İkinci kitabım Uykusuz Gece Düşleri’ni Ümit Yayınevine vermiştim. Aslında gerekli, ama bana uzun gelen bir süre bekledim. Ardından dinlenceye gittiğim yerde dosyamın kabul edildiğini, kitabın yayımlanacağını düşümde gördüm. Sevgi Özel güzel haberi vermek için aradığında 'Biliyordum' demiştim.
      Ten Yükü beni 14 yıllık bir yolculuğa sürükleyen kitabımdır. TRT kısa metrajlı film yaptı Ten Yükü’nü. Bu film İFSAK kısa film yarışmasında dördüncülük ödülü aldı. Nazlı Eray’la bir söyleşi sırasında rastlantı sonucunda, Nazlı Eray’ın yaşamöyküsünü yazmak düşüncesi doğdu. Nazlı Eray önerdi, kabul ettim. Eray büyük bir duygusallık içinde yaşamöyküsünü anlattı. Bana bir dost olarak bunca inanması Bütün Düşler Nazlıdır’ı çok değerli kılıyor.
      O dönemde Lavarbalar adlı kitap dosyam uzun zaman bekledi; oysa ben o öykülerimi beğeniyordum. Lavarbalar’ı düşünürken Bıyık İzi Yalanları ortaya çıktı. Bu kitabımda aldatılmış bir erkeğin sekiz aylık sancısını yazdım. Eşimin kaygısı ve tepkisine karşın okura güvendiğim için Bıyık İzi Yalanları’nı yayımladım. Ne ki eşim haklı çıktı. Okur öykülerdeki olayların, kişilerin kurgu ürünü olduğunu değil, yaşamımdan yansıdığını düşündü. Olmadık cinsellik ağırlıklı, yazınla ilgisiz dergilerden söyleşi önerileri aldım. Yazılar yazıldı. Başta düzeyinden kuşku duyduğum Cosmopolitan dergisinin söyleşi önerisini, yapan kişinin önceki sayılardaki söyleşilerini ve sorularını okuduktan sonra kabul ettim. İyi de oldu. Hiç bozmadan yayımladılar.

      Benim için hapse girmeden bir tutsağı yazabilen, hamile olmadan hamile bir kadının duygularını, yaşadıklarını anlatabilen yazar baş tacıdır.
      Gökkuşağına İki Bilet’i babamı yitirmemin ardından yazdım, yayımladım. Yayınevine teslim edişimi geciktirmemin nedeni de budur. Kitaplaştığında babamı bir kez daha yitireceğim, aynı acıyı yeniden yaşayacağım kaygısı içindeydim.

      Beni yazmaya yönelten babamdır. Babama Cicili Bicili Kuş benzeri öyküler anlatırdım. O avukat olduğundan daktilomuz vardı. Yine bir akşam, böylesi anlatışım sırasında babam dolaptan daktilosunu çıkardı, kâğıdı taktı ve anlattıklarımı yazmaya başladı. Ne değin yorgun olmasına karşın bunu yaptı…
      Zafer Parkına giderdik birlikte. Oradaki havuz ve içindeki taş bana ne de büyük görünürdü. O parkta babamla kitap okurduk. Bana okurdu.
      Bir gün babam elinde armağan paketiyle geldi eve. O paketten bir kumbara çıktı. Oysa evde para konuşulmazdı. Annem ve ben şaşırdık. 'Para için değil, düşlerini biriktirirsin,' dedi babam. Şimdi de zaman zaman o kumbarayı kurcalarım, çok şey verir bana…
      Sustum Duydun Mu? bir intikam kitabıdır. Şiddeti, kötülüğü konu ettim. Yeniden okuduğumda kendimden korktuğum oluyor. Sustum Duydun Mu?’da beyaz beze sarılı bir tabancadan söz ederim. Bir ay önce yitirdiğim amcamın yalnız yaşadığı evinde beyaz beze sarılı bir tabanca çıktı ortaya. Çok ilginç bir rastlantıdır bu. Arkadaşım Müzikçi Yaşar, 'Sustum Duydun Mu?' adını şiirsel buldu; bu adla şarkı yapmak istiyor.

      Can Yayınevi'nde 10 yılda 7 kitap yayımladım. Yalnızca Sustum Duydun Mu?’yu yayımladığım Turkuvaz Yayınevi'nin ardından ulaştığım Cumhuriyet Kitapları bir aile benim için…
      Cumhuriyet Kitapları’nda şimdiye değin Geveze Kitap adlı çocuk kitabım ile Bahar Temizliği yayımlandı. Geveze Kitap'ı iyi ki yayımlamışım, iyi ki çocuklar için yazmışım; çocuk kitabı yazmak çok hoşmuş! Çocuklar o kadar güzel ki… Dostlarım ‘neden çocuklar için yazmıyorsun?’ derlerdi. Benliğimin yüzde altmışının çocuk kaldığını görmüşler demek. İlknur Özdemir çocuk kitabı istemişti benden. İsteyen yayınevi kitabı basmayı kabul etmeyince Sevgi Özel’in önerisi üzerine Cumhuriyet Kitapları’na sundum; orada yayımlandı. Birçok okuldan davet alıyorum. Benim için ayraçlar yapıyorlar, bana mektuplar yazıyorlar… Geveze Kitap Tatilde adlı ikinci çalışmayı sürdürüyorum.
      Bahar Temizliği, ikisi önceki, üç kitabımdan, yirmi dört öyküden oluşuyor. Babamın doğum günü olan 20 Nisanda, Bahar Temizliği kargoyla Ankara’ya, Cumhuriyet’e ulaştı. Bugünlerde üç konu üzerinde çalışıyorum. Geveze Kitap Tatilde’nin yanı sıra kayıp gençleri, cumartesi annelerini, kayıp kuşağı konu ettiğim Telef adlı dosyam ve müzikçi dostum Yaşar’ın yaşamöyküsünü yazmamı önermesi üzerine başladığım Yaşarken adlı çalışmam. Dostlarımın geçmişlerinde de birlikte yaşamış olmak arzusu bende güçlü biçimde yer etmiştir. Yaşamöyküsü yazmamı bu yanımla birlikte düşünüyorum.
      Kadının doğumun hemen ardından karnında duyumsadığı kıpırtı ya da onca çileye karşın yeniden hamile kalmak istemesi gibi ben de bir yapıtım gün ışığına çıkarken diğerini düşünmeye başlıyorum.”
      Söyleşiye katılan dinleyiciler zamanın nasıl geçtiğini anlayamadılar; Attilâ Şenkon’un anlatım yeteneğine bir kez daha tanık oldular.

 

 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter