AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
Yayın Yönetmeninden

 

ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ - Mayıs 2017
 

ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE ŞİİR

                     Ertuğrul Özüaydın

 

Sanatsal çabanın içinde yoğrulan birisi için dünyayı anlamak ve anlatmak uğraşısı sanat ile ilgilidir. Sanatçı her neye bakıyorsa aynı gözle yorumlayacaktır. Ele aldığı şeyi sanata dönüştürmek isteğiyle etkinliklerini sürdürecektir. Ne yapılması gerektiğini bilerek yaratımına damgasını vurur. Ona göre yaşamın kendisi nelerin yaratılıp yaratılmadığıyla ilgilidir. Bilinçli olarak bitmez tükenmez sanatsal olanakları denemek ve kullanmak gücünü gösterir. Seçtiği bu yolda yürürken o yolun uçsuz bucaksızlığının bir anlamı vardır. Yaşamını sanata dönüştürmek arzusu yaşamın sonsuzluğu içindedir. Sanat bağları bu nedenle doğal sonsuzluk koşulları ile kurulur. Bu anlamda sanatçıların bireysel yaratıcılığı ortak benzerlik içerir.

Sanatsal eylemleri en çok özgür düşüncenin kaynağından beslenir. Sanat, düşünceye somutluk kazandıran doğrudan bir eylemdir. Bir bakıma özdeşleştirilebilir. Düşünülmesi gerekeni düşünmek, yazılması gerekeni yazmak bir yazarın ve şairin doğal yaratım sürecidir. Bir denetim unsuru oluşturup üretmenin önüne geçmek olanaksızdır; olsa olsa süreç içinde kimi dönemleri kesintiye uğratabilirsiniz. Düşünce ve yaratım birlikte değer kazanır. Yani eninde sonunda bir araya gelmeyi başarırlar. Yaratımın önüne geçmek fırsatı arayan sansür kurulları ilk bakışta etkili görünseler neye yarar? Dıştan gelen zorlamalar boşunadır. Sanatçı nesnel gerçeklerle yarattığı ürünü ile kendini anlamlı kılar. Düşüncesi doğrultusunda sanatsal eylemlerini sürdürür. Ardışık eylem yapısı gibi.

Bir şair için düşünce özgürlüğü aynı zamanda sözcüklerin özgürlüğüdür. Şiir ve sözcük arasında kurulmuş ilişkidir. Doğallıkla karşılanması gereken bir eylemdir. Şairin düşünsel imgelemi, dünyaya bakış açısı kendine özgü söylemiyle şiir olarak karşımıza çıkar. Sözcükleri belirli bir amaca yönelik bilinçli bir biçimde bir araya getirirken aynı zamanda özenlidir. Ama asıl olan düşünsel anlamda düzenlenip kurgulandığı zaman şiirin ilk açılımı gerçekleşmiştir. Bir duygu, düş, imge üstüne yoğunlaşan şairimiz sanatsal düşüncesiyle bu olguları bütünleştirerek şiirini yaratır. Kişisel duygu ve düşüncelerini doğrudan o üretimle somut kılar. Bilince biçim veren düşüncenin sıcaklığıdır.

Düşünce özgür bırakıldığı kadar duygu ve duygulanımlar da sınırlanamaz. Şiir duygu ve ona denk düşen düşüncenin kaynaşmasıyla yaratılır. Ona bu olanağı sağlayacak yerde önüne engeller koyarsanız şairin işini yapmasına izin vermemiş olursunuz. Şair, söz ne getirirse onu söyler; aklına nasıl gelirse biraz da öyle söyler. Zaman zaman saçmalayabilir de... Baskı şiirin doğasına aykırıdır. Bununla beraber en çok baskı görenlerden biri de şairlerdir. Baskılamalara, engellere karşı duran şiirin savaşı yüzyıllar boyu sürmüştür. Sanırım sürecek de...

Bağımsız yaratıcılığın özü tam bağımsızlıktır. Gerçek sanatçıya neleri düşünüp düşünemeyeceğini, neyi nasıl resmedeceğini, ne hakkında konuşup konuşamayacağını buyuramazsınız. Sanat, özgür etkinlikler içinde olgunlaşır. Sanatsal yaratım dayatmalardan uzak başarı kazanabilir. Yine şiire dönecek olursak, şaire sözcükleri yasaklayamazsınız. Şiirin yasaklı sözlüğü yoktur. Düşünce ve sözcük birbirinden ayrılamaz. Şiirin yapısı gereği sözcükler tek tek dizelere işlenirken onu oraya yerleştiren bir düşünce vardır. Şiirin arkasında kalmış, şairin düşsel ve duyusal düşüncesi şiirin birinci dereceden ortağıdır. O duygu ve düşünce sözcüklerle ne kadar sıkı bağ kurarsa ya da o sözcükler toprağında ne kadar kökleşirse o kadar başarılı sayılır. Şairin dili özgürlüğüdür. Ayrıca şairler en çok yazdıkları şiirin dizelerinde kendini özgür duyumsayacaktır.

Biliyoruz ki düşüncenin sonsuzluğu içinde aklın yolunu kestirmek zordur. Sanat deneyiminde şaşırtıcı yaratımlar ortaya çıkabilir. Şairin özgür düşüncesi şiiri daha renkli kılabilmesi için bir ön koşuldur. Şairin şiir üretimine etkin biçimde kattığı en önemli malzemesi düşüncedir. Bu yüzden yaratım sürecinin büyük bölümü düşünerek geçirilir. Yaratım bakımından estetik kaygıyla birleşen düşünce, düşüncenin aslından daha öte bir şeye dönüşür.

Sözcüklerle oynayan, onları eğip büken şair aynı zamanda gündelik söz yapısının kalıplarını da bozar. Dar söz yapılarının kalıplarını kırmak ister. Söz varlığını zenginleştirmek işinin bir parçasıdır. Kalıpların dışına çıkacaktır. Düzyazının dizgesel kurgusunu değiştirip dönüştürerek başka yapılar kurmak çabası gütmektedir. Farklı uygulamalar ve arayış içindedir. Yeri geldiğinde katı dil bilgisi kurallarını bile esnetip kullanır ya da ona bağımlı kalmamak için hiç kullanmaz. Siz böyle şiire ve böyle söz dinlemez şaire neyi yasaklayabilirsiniz? Yasaklı şiir kekemedir.

Şair, genel kurallara bağlı değildir. Çoğunlukla yaşam biçimini belirleyen şiirdir. Sezmek, gözlemlemek ve kurgulamaya yönelik davranır. Konuyu duyusal yönüyle kavradığı gibi düşünsel biçimlendirilişle özgün kılmak ister. Alışılmışın dışında söylemeyi denediği gibi yaşama bakışı da değişiktir. Bu deneyimlerini ortaya koymasına engel olabilecek dıştan zorlamalara izin vermez. Bilir ki bağımsız düşüncenin gücü bağımsız şiirler yaratır.

    

 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter