AnaSayfa Kuruluş: 22 Nisan 1987
Dil Derneği, Bakanlar Kurulunun 24.07.2002 tarih ve 2002-4812 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernektir.
 
DEMET KAYIRAN: "KADININ SESİ OLMAK"
Her ayın son perşembesinde düzenlenen "Dil-Ekin Söyleşileri"mizin otuz üçüncüsünde, 25 Şubat 2016'da Radyo-TV Yapımcısı Demet Kayıran konuğumuz oldu. Demet Kayıran, "Kadının Sesi Olmak" başlıklı söyleşisinde özetle şunları söyledi:
“TRT’de uzun zaman kadın izlenceleri yaptım. Çok engeller yaşadık. Engellerin yanı sıra TRT’de o dönemde benimsenen kadın izlenceleri gerekli nitelikten yoksun olduğu gibi kadına evin içinde olmaya dönük, erkek egemen bakışın beklentilerine uygun izlencelerdi. Bu anlayışla yapılıyordu. Kuşkusuz buna karşıydım ve durumu değiştirmek, nitelikli kadın izlenceleri yapmak istiyordum; bu yönde de çalıştım.
İletişim Fakültesini bitirdim. Dört aşamalı bir sınavla prodüktör alınırdı. Kadınlar radyoya, erkekler televizyona atandılar. Böyle bir ayrıma gidildi. Gerekçesi ise kadınların dış görevlere uyum sağlayamamaları, doğum yapmaları…olarak belirtildi.
Bu ayrıma karşın radyoda çalışmış olmaktan çok hoşnutum. Radyo yıllarım çok güzel yıllardı. Radyo bir eğitim yeriydi, okuldu. Çok öğrendik. Radyonun sayesinde donanımlı insanlar olduk, birikim kazandık.
12 Eylül 1980 askeri darbesi ardından Radyodaki görevimden alındım; kadro fazlası olarak Erzurum Bayındırlık Müdürlüğüne atandım. Oradaki yönetici (müdür) hangi kurumdan ve nasıl gönderildiğimi öğrenince çok üzüldü; iyi biriydi, yardımcı oldu.
Bu koşullar süremeyeceğinden, işi bıraktım (istifa), serbest çalıştım. Davalar açtım, kazanmamın ardından Radyoya, Televizyona döndüm. TRT’den uzak kaldığım dönemde kadın hareketine girdim. Görüşüm, bilincim gelişti, değiştim. Kadın Dayanışma Vakfı gelişmemde çok etkili oldu. Vakfın yaşamımda ayrı bir yeri var. Artık feministim. Feminizm yanlış ağızlarda, yanlış dillendirildi.
Kadın Dayanışma Vakfında, 'Dört Mevsim Kadın' adlı izlencede çalıştım. Kadına yönelik şiddete, kıyımlara karşı çalışmalar yaptık. Çalışmamız sırasında %30 olarak belirlenen, kadınların uğradığı şiddet, yaptığımız filmin kadınlarca izlenmesinin ardından yaptığımız görüşmelere göre %70’e çıktı.
TRT kadın izlencelerinin niteliksiz anlayışına Nuran Bayer ile birlikte karşı durduk; savaşım verdik. Sözkonusu izlenceler kadın adına gerekli içerikten yoksundu. Kadının geleneksel rolüne uygun yazılmış, yapılmış izlencelerdi. Bu yaklaşımın, biçimin dışına çıkmalı ve kadını bilinçlendirmeliydik. Erkekle eşit olduğunu anlatmalıydık. bedeninin kendisine ait olduğunu açıklamalıydık. Ekonomik özgürlüğün önemini kavramalıydı. Bu amaçla ‘kadın ve…’ başlıkları altında birçok izlence yayımladık. ‘Günün Ortasından’, ‘Ben Kadınım’, ‘Kadın Gündemi’, ‘Erkek Gözüyle Kadın’ adlı izlencelerimiz çok etkili oldu.
Yavuz Tarakçıoğlu, 1994 yılında izlencelerimizi kaldırdı. Kadınları toplumsal yapıya karşı kışkırtıyormuşuz!
Tüm engellemelere karşın 1995 yılında Pekin Kadın Konferansına gitmeyi başardım. Çok görkemli bir buluşmaydı; çok etkilendim, heyecan duydum. Unutamadığım anılarımdandır. Dünyanın her yerinden 50.000 kadın katıldı. Dönüşümde ‘Pekin Konferansının Ardından’ adlı iki bölümlük belgeseli yaptım.
Güneydoğudaki kızların, kadınların derin sorunları üzerine de yoğun çalıştım. 2002 yılında Güneydoğudaki okulları gezdim, kız öğrencilerin durumunu inceledim. Koşulları, yaşamları çok kötüydü. O kız çocukların acıları bani kahretti. ‘Yarınım Aydınlık Olsun’ izlencem bu gözlemlerimin sonucudur. Bu belgesel filmimin yapılmasında, izlenmesinde Türkan Saylan’ın eşsiz desteğini unutamam. Ayrıca bana yazdığı teşekkür mektubunu her zaman saklayacağım.
Güneydoğulu kızların istekleri hiçbir biçimde duyulmuyor. Okuldan alınıyorlar. İntiharlar çaresizliğin sonucu. Genç kızlar zorla evlendiriliyorlar; hem istemedikleri hem de yaşlı erkeklerle…
Kız çocuklarının bir bölümüne 2004 yılında Ankara’yı gezdirdik. Anıtkabir’e, Atakuleye götürdük. Büyük şaşkınlık yaşadılar, ‘Böyle de bir yaşam varmış’ diye… Dönerken çok üzgündüler.”
Bu güzel, çevren açıcı konuşması için Sayın Demet Kayıran’a; zaman ayırıp birlikteliğimizi sağlayan dilsever dostlara sonsuz gönül borcumuzu sunarız.

 
BAŞYAZI
ÇAĞDAŞ TÜRK DİLİ
Mart 2024 - 433. Sayı
TÜRKÇE SÖZLÜK
YAZIM KILAVUZU
 
     
facebook twitter